Hayata sarı kırmızı bakıyoruz!
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Hayata sarı kırmızı bakıyoruz!
Burada her şey var!
Türk futbolu’nda son yıllarda dengeler yeniden kuruluyor. Galatasaray, istikrarlı yönetim anlayışı, sportif akıl ile bütünleşen transfer politikası ve kulüp kültürünü modern futbolla sentezleyen teknik kadrosuyla adım adım Türkiye’nin Bayern Münih’i olma yolunda ilerliyor.
Bu yolda sarı-kırmızılı kulübün attığı her adım, sadece sportif başarıyı değil, aynı zamanda bir futbol modelini kurumsallaştırma iradesini de gösteriyor.
Ancak bu tabloyu tek başına Galatasaray’ın başarısı olarak okumak eksik olur. Zira bu yükselişi mümkün kılan ana etkenlerden biri de Fenerbahçe’nin son yıllardaki zayıf stratejik planlamalarıdır.
Sık sık değişen teknik direktörler, uzun vadeli vizyon yerine kısa vadeli sonuçlara odaklanan yönetim tercihleri ve istikrarsız kadro yapılanması… Tüm bunlar sarı-lacivertlilerin potansiyelini sahaya yansıtamamasına neden oldu.
Fenerbahçe’nin dağınık görüntüsü, Galatasaray’a sadece saha içinde değil, yönetimsel ve ekonomik anlamda da avantaj sağladı. Tıpkı Bundesliga’da Bayern Münih’in rakiplerinin zaafları sayesinde uzun süreli hegemonya kurması gibi. Galatasaray da Süper Lig’de bir “lider kulüp” profiline bürünme fırsatını iyi değerlendiriyor.
Sonuç olarak, Galatasaray’ın yükselişi sadece kendi gücünün değil, aynı zamanda rakiplerinin plansızlığının da bir sonucudur. Türk futbolu bu gidişatı tersine çevirmek istiyorsa, Galatasaray’la yarışacak projelerin hayata geçirilmesi şarttır. Aksi takdirde “Türkiye’nin Bayern Münih’i” tanımı, bir mecazdan çok, gerçek bir duruma dönüşecektir.
Yorum Yaz