Hayata sarı kırmızı bakıyoruz!
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Hayata sarı kırmızı bakıyoruz!
Burada her şey var!
Marco Polo, Asya’yı dolaştığına inanılan bir gezgindi.
Henüz 17 yaşındayken babası ve amcasıyla ilk gezisine çıktı.
‘Marco Polo’nun Seyahatleri‘ adlı eseri ile Avrupa’yı büyüledi.
Peki Marco Polo‘nun Seyahatnamesinde, Bağdat’tan nasıl bahsettiğini biliyor musunuz?
Marco Polo’nun, eserinde 13. yüzyıldaki Bağdat’tan nasıl bahsettiğine birlikte bakalım.
“Bağdat, çok büyük bir şehirdir.
Müslümanların ruhani lideri (Dönemin Halifesi) burada yaşıyor.
Tıpkı Hristiyanların ruhani lideri olan Papa’nın Roma’da yaşaması gibi.
Şehrin hemen ortasından büyük bir nehir geçiyor.
Bu nehir, çok geniş bir nehir olan Dicle Nehri’dir ve Basra Körfezi’ne kadar uzanıp orada denize dökülüyor.
Ayrıca şehrin çevresi ormanla çevrilidir ve burada çok iyi cins ağaçlar yetişmektedir.
Bağdat’ın bir özelliği de Doğu’dan gelen kıymetli taşlardır.
Kıymetli taşlar burada yontulup şekle sokuluyorlar.
Ayrıca Uzak Doğu’nun dünyaca ünlü incileri de burada.
Bu inciler, Bağdat’taki usta kuyumcular tarafından işleniyor.
Buradan da Batı dünyasına götürülüyorlar.
Diyebilirim ki dünyanın en usta ve meşhur sanatkarları buradadır.
Nefis ipekli kumaşlar dokuyorlar. Bununla birlikte altın ve gümüşle işlenmiş pek çok harikulade elbise gördük.
Venedikli ve Cenovalı tüccarlar, üzerleri Doğu’nun göz alıcı incileriyle işli nefis elbiseleri kapışıyorlar adeta.
Bağdat, aynı zamanda büyük bir ilim merkezidir.
İslam dinini öğreten pek çok ilim yuvası var burada.
İslam hukuku (fıkıh) öğretiliyor. Pozitif ve doğa bilimlerine de önem veriliyor.
Astronomi, geometri, tıp ve doğa bilimleri çok ileridir.
Diyebilirim ki, bu diyarın en önemli, zengin ve büyük şehri Bağdat’tır.”
Yorum Yaz